Kadına Dair
Kadın Anadır
Kadın Bacıdır
Kadın Kızınızdır
Kadın Yardır
Kadın Eştir
Kadın Yoldaştır
Kadın çocuklarınızın anasıdır! Anadır.
Kadın olmasaydı beşeri aşk olur muydu?
Kadın olmasaydı sevgiye aşka dair şiirler olur muydu?
Kadın nahif, nazik yuvanın taşıyıcısı çilekeşi fedakarı, anasıdır!
Fıtratları gereği çocukluklarından itibaren kelebek gibidirler oradan oraya koşarlar sevgi doludurlar hayat doludurlar ta o yaşlarda insanlığın safiyetin merhametin örneğidirler, kızı ve torunu olanlar bu mutluluğu yaşar bilirler.
Onlar geleceğin anaları bacılarıdırlar.
Kadınlar hayatınıza girdiklerinde dört duvarı yuva yaparlar. Isıtırlar, sofra olur bereket olurlar!
Kadın evin iaşesinden geçiminden sorumlu değildir. Evin geçimi iaşesi erkeğin sorumluluğundadır.
Kadının kazancı varsa kendisine aittir!
Bir kadın istemezse kendi doğurduğu çocuğa süt vermeyebilir! Bu da kadın hakları güya savunucularına 1400 yıl öncesi kadın hakkı olarak kulaklarında kalsın!
Onları üzmeyin,
Yaratan Cenneti onların ayakları altına sermiştir!
Kadın merhametin fedakarlığın timsalidir.
Bir ana düşünün; bebeğini büyütmek için katlandığı fedakarlıkları düşünün, uykusuz geçen geceler düşünün ve günün sonunda bebeğine ana kucağı olan kadın!
Zorunlu değilse kadının çalışması doğru değil çalışan kadın çocuğuna/ çocuklarına hizmet edemiyor! Çocuğun eğitimi, bakımı aileleri zorluyor nüfusun azalmasına sebep oluyor! Kadının çalışması kadına verilmiş üstün hak değil! Kadını evinden uzaklaştırma eylemidir! Kadın bırakın çocuklarına analık yapsın bırakın evinin kadını olsun!
Devlet bu konuda tedbir geliştirebilir. Ev kadınlarına çocuklarının bakımı süresince sigorta hakkı verir ve karısı çalışmayan bireylerin maaşlarına yüzde otuz mertebesinde ilave yapar! Kadın geçinebilmek için çalışmak zorunda kalmaz!
Kadın evinin kadını evinin anası olur.
Bir erkek bir elma yemek istiyorum dese erkek için sadece elma ve yemekten ibaret olan bu düşünce söz konusu kadın olunca saniyeler içinde; ”kırmızı elma mı yeşil elmamı tatlı elma mı ekşi elma mı yoksa armut mu yoksa mandalina mı daha faydalı“ vs uzar gider!
Kadın bir konuyu bir sözü bin cephesi ile beyninde gezdirir durur!
Allah o yeteneği o sabrı vermiştir onlara.
Kadın Hz. Hatice olur Peygamberimizin en büyük dayanağı olur!
Kadın ana olur Fatihler Yavuzlar Selahaddin’i Eyyubiler doğurur.
Kadın Çanakkaleye gelir istihkamcı olur.
Kadın Gazze’de Arakan’da çadırlarda çocuklarına kol kanat gerer, yemez yedirir.
Kadın Doğu Türkistan’da çocukları için canını verir.
Boşanmalar arttı,
Doğum oranları düştü
Hiçbir yerde prens de prenses de yok! Sizler birbirinizin prensi de prensesi de olacak olanlarsınız. Sizden başkası sizi prens de prenses de yapmaz!
Evlilikte denkliğe dikkat etmelisiniz! Kültüre inanca dil din anlayışına dikkat etmelisiniz! Unutmayın sosyal yaşantı tarzı insanları ayrıştırır! Sadece kadın erkek evlenmez aileler de akraba olur.
Kocanızdan ya da karınızdan esirgediğiniz iltifatı nezaketi başkalarına göstermeyin! Göstereceğiniz iltifat ve nezaketi hak eden birbirinizden başkası değildir!
Gençler önce boşanmayı değil yuvanızı nasıl yaşatırsınız ona odaklanın.
Ve boşanacak olanlar!
Düşünün, benim kızıma/oğluma böyle yapılsa razı olur muydum! diye kendinize sorun.
Adil olmak önce kendi nefsine sormakla başlar.
Ve insan dünyaya bir defa gelir,
Ömür heba edilecek kadar uzun değil.
Ömrün tekrarı yok!
Kimse kimsenin hele hele karı kocanın dünyayı birbirlerine zindan etmeye hiç mi hiç hakları yoktur.
Ünlü bir kadın aynen şunları yazmış;
“Oturdum bir köşeye uzun uzun düşündüm.
Kendime acıdım.
İnsan kendine acır mı? Ben acıdım.
Meğer ne çok ödün vermişim kendimden, başkalarının mutluluğu için.
Ne çok düşmüşüm dizlerimin üstüne.
Ne çok susmuşum, haklı olduğum halde.
Boşa geçip giden günlerin arkasından bakıyorum şimdi.
Aynada gördüğüm yüzü tanımaya çalışıyorum.
İnandığım güzel yalanlar için, kızıyorum kendime
Dedim ya…
Ne yaptıysam kendime yapmışım.
“Onlar vurmuş, ben ÖLMÜŞÜM”.”
Bu cümleyi kimse kimseye kurdurmamalı!
Kadın erkek farketmeden yapılan serzeniştir belki, kim bilir!
Ama çoğunlukla erkekler dünyasında yaşanan durumdur.
Gülümsetecek bir hikaye; Hz Ömer’in Halifeliği döneminde zayıf çelimsiz (galiba biraz da tembel olmalı) bir sahabeyi hanımı zaman zaman hırpalıyormuş canına tak eden sahabe bu durumu Halife Ömer’e anlatmakta bulmuş ve o adaletin timsali yiğit güçlü Halife Ömer’in evinin kapısına gitmiş. Hz Ömer’in dışarı çıkmasını beklediği sırada içerden sesler gelmiş, Halife Ömer hanımından zılgıt yemekte fakat hiç sesini çıkarmamakta, hanımına cevap vermemekteymiş. Bu duruma şahit olan zat kendi kendine “Halife Ömer’e böyle yapan kadınlar bana ne yapmaz ki deyip tam oradan ayrılırken Halife Ömer kapıyı açmış, adama sorar ve buyur efendi! demiş. O zat yok bir şey Halife Ömer demiş! Hz Ömer ısrar edince hanımımın beni hırpaladığını şikayete gelmiştim ama gördüm ki senin durumun da aynı! Deyince Hz Ömer gülümsemiş ve “Hanımlarımızın üzerlerimizde çok hakları var hizmetimizi görüyorlar çocuklarımızı büyütüyorlar ırzımızı koruyorlar onun için onlara karşı sabırlı, şefkatli olmalıyız” demiş!
Seksen yaşının üzerinde yatalak eşi vefat eden kadın ya da erkeğin ağzından aynı cümleleri duymuş olmalısınız;” keşke yatalak da olsa yaşasaydı da nefesi evin içinde olsaydı ben ona gene bakardım” bu neyin ifadesidir! Hiç düşündünüz mü?
Kadın ve erkek fıtri/yaratılıştan geleni bozmayın!
Gönlünüz vicdanınız size yol gösterecektir.
Onu dinleyin!
Unutmayın kadın yuvası için “saçını süpürge” ederken erkek dışarda binbir zorlukla mücadele eder, yuvasına bir sıcak ekmek getirebilmek için.
Sen kadın olmadan sen de erkek olmadan yuvayı koruyup kollayamazsın!
Ölçü çok basittir.
Benim yaptıklarımın kızıma/oğluma yapılmasına razı olur muyum?
Soru çok kolay!
Mutluluklarınız daim olsun
Yuvanız bereket dolsun
Haneniz şen, evlatlarınız çok olsun!
Vesselam
YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN
https://www.bncmedyahaber.com/yazar-kultur-elcileri-seyyahlar-1132.html#google_vignette
|